Kənan AYDINOĞLU.”Türkün Türkçülük Dastanı” (Poema)

Yazdı ATILLA, 1-10-2017, 09:00, в Edebiyyat

Kənan AYDINOĞLU.”Türkün Türkçülük Dastanı” (Poema)


Azerbaycan türkcesinden Türkiye türkcesine çeviren:

Kamran MURQUZOV
Azerbaycanın Kültür ve Edebiyat Portalının Kurucusu ve Çevirme bölümünün Baş editörü


“Türk’ün Türkçülük Destanı”

(Poema)

Türk-Müslüman dünyasının kurulmasında ve toprak bütünlüğünün korunmasında zaman zaman kendi hökmdarlı borçlarını layıkıyla yapan Nuri Paşa’ya, Osman Gazi’ye, Ertuğrul beye ulu sayqılarla!

“Türk’ün Türkçülük Destanı” yoğrulub gelir Turandan,
Türkler yine ikna kalır Allah’la rehber “Kur’an” dan.
Osman Gazi, Ortoğrulla meydanlarda cana gelip,
Nuri Paşa at sırtında bak, Azerbaycan’a gelip.
Meydanlarda döyüşməkçün ömrü boyunca er olmuşlar,
Yağıyla meydanda bile halkına hüner olmuşlardır.
Kalpleri yüzyıllardır coşup, taşıp çeşme gibi,
Düşmanları meydanda da karşılayıp misafir gibi.
Tarihlerin denemesinden yüzleri de beyaz çıxıbdı,
Nuri Paşa, Osman Gazi-dözümlükdə dağ çıxıbdı.
Kalbinde vatan özlemi, gözünde üzüntü olmuş,
Meydanlarda tarih boyunca savaşı zafer olmuş.
Şükür, yine zaferi tarih boyunca varaqlanıb,
Nuri Paşa, Osman Gazi tarihlerden soraqlanıb.
Turan adlı büyük yurdu sevibler göz yaşı kadar,
Yiğitlikte kale olup yurdun, dağı, taşı kadar.
Destanlardan tarihlere yaş gibi süzülüp gelip,
Meydanlarda cəsrətçün toprağa dizip geldi.
Karma düşmeyip yine yurtta Türk’ün yası, toyu,
Canındadı, ruhundadı yiğitliği ömrü boyunca.
Palan atın sırtında meydanda ruhu görmüşlerdir,
Seve seve hak “Kuran” ı Adem’le Nuh’u görmüşlerdir.
Kalbinde vatan özlemi yanaqdakı yaşa dönüp,
Erenlikde dağlar gibi yurtta dağa, taşa dönüp.
Bir zamanın diliminde candakı bir ruha hopub,
Edirne’den, Erzincan’dan fırtına gibi bazen kopup.
Osman Gazi, Ortoğrulla hükümdar-paşa olmuşlar,
Vatan aşkı ile yanıp, bulutlar gibi dolublar.
Vatanı darda qoymayıb meydanlarda döyüşüblər,
Meydanlarda yağılarla yiğit gibi görüştüler.
Toprağın uğruna yine tökübdülər al kanını,
Tarih gibi yazıbdılar tarihine er canını.
Kalbinde Allah kelimesi, dilinde Türk’ün sözüyle,
Zengin tarihine dönüp sabaha bakan gözüyle.
Kalbinde hasret dolusu inildeyen Lute gibi,
Tarihini, geçmişini varaqlayıb kitap gibi,
Ana yurdu seçmediler gözlerinin karasından,
Kalplere süzülüp geldi taşlarının arasından,
Feryat oldu, nale oldu zaman zaman, tarih boyunca,
Dünya, hafızasında hatırla çok uludu Türk’ün soyu.

***

Yunusumdan süzüldüler, Türk’ün Ana toprağında.
Dastan olup dizildiler, Türk’ün Ana toprağında.
Sultan Murad, Sultan Selim, toprağın kendim geleyim.
Sıkıntıya göğüs gerim, Türk’ün Ana toprağında.
Selam olsun erenlere, Şere göğüs gerenlere.
Hakkı deyip, görenlere, Türk’ün Ana toprağında.
Dağlar gibi çığlık çekim, Çələngimdən saray çekim,
Hem güneş, hem de ay çekim, Türk’ün Ana toprağında.
Bir ruh ile cana dönüm, Pıhtılaşan Gana dönüm.
Zaman zamanla ana dönüm, Türk’ün Ana toprağında.
Ertuğrul’u anayım, Osmanlı’nın gönlün alayım.
Yunus gibi şair kalım, Türk’ün Ana toprağında.
Mövlanamı atayım yada, Ömrüm de geçmesin bada.
Türklere gelmesin yasak, Türk’ün Ana toprağında.
Elenen bembeyaz kar olayım, Mevlam gibi bir tar olayım.
Türklerime ben yar olayım, Türk’ün Ana toprağında.
“Kuran” ı gözüm biliyorum, Türkleri tahammül biliyorum.
Destanı kendim biliyorum, Türk’ün Ana toprağında.

***

Zaman zaman Türk’ün oğlu, Nuri Paşam-ordum benim.
“Azerbaycan!” Söyleyince, at sırtında kurdum benim.

Tarih boyunca meydanlarda hem feryat, hem çığlık oldun.
Türk’ün şanlı tarihinde, doğan güneş, hem ay oldun.
Zaman zaman Türk’ün oğlu, Nuri Paşam-ordum benim.
“Azerbaycan!” Söyleyince, at sırtında kurdum benim.

Hem rusa, hem Ermeniye, ömrü boyunca baş eymedin.
Silahsız birkaç yağının, kalbine de hiç dəymədin.
Kareler kendisinde de, qəddi-kametin əymədin.
Zaman zaman Türk’ün oğlu, Nuri Paşam-ordum benim.
“Azerbaycan!” Söyleyince, at sırtında kurdum benim.

Kalbindeki özleminden, gözünün yaşı süzüldü.
Türkiyəmi Qorumaqçün, senin tek erler dizildi.
şükürler Ermeni, Rus’un, Yine dudağı büzüldü.
Zaman zaman Türk’ün oğlu, Nuri Paşam-ordum benim.
“Azerbaycan!” Söyleyince, at sırtında kurdum benim.

Erzincan’dan, Edirne’den, Ankara’dan, İstanbul’dan, –
Büyük Türk’ün toprağından, zaman zaman yol gəlibsən.
Azerbaycan toprağını koruyarak yağılar,
meydanlarda erler gibi, yağının kalbin dəlibsən.
Zaman zaman Türk’ün oğlu, Nuri Paşam-ordum benim.
“Azerbaycan!” Söyleyince, at sırtında kurdum benim.

Səngərlədə silah gibi, Torpağımın gözündəsən.
Dastan gibi yoğrularak, Türklərimin sözündəsən.
Türk’ün şanlı varaqlanan, Tarihinde, özündəsən.
Zaman zaman Türk’ün oğlu, Nuri Paşam-ordum benim.
“Azerbaycan!” Söyleyince, at sırtında kurdum benim.

Türkün öz yurdu gibi, ruhumdasan, canımdasan.
Zaman zaman kalbim gibi, döyünürsən, yanımdasan.
Türksün, Büyük Türk oğlusun, Allah diyen anımdasan.
Zaman zaman Türk’ün oğlu, Nuri Paşam-ordum benim.
“Azerbaycan!” Söyleyince, at sırtında kurdum benim.

“İstiklal”, “Hürriyet” kelimesi,-Türklərimin ilk harayı.
Sengerde silahlı erler, durup yurttan başka.
Nuri Paşam-Türkler için, yurdumun güneşi, ayı.
Zaman zaman Türk’ün oğlu, Nuri Paşam-ordum benim.
“Azerbaycan!” Söyleyince, at sırtında kurdum benim.

***

Osman Gazi, Orhan Gazi, yiğitlik hünerim benim.
Osmanlı’yı koruyarak, Turanim kocam benim.

Tarih boyunca Türklərimin, bak, hüneri destan oldu.
Yanaqdakı gözün yaşı, hem düğünden, hem yasdan oldu.
Dar gününde dayanak olan, toprağım dosttan oldu.
Osman Gazi, Orhan Gazi, yiğitlik hünerim benim.
Osmanlı’yı koruyarak, Turanim kocam benim.

“Allahuekber” derken, nurlu gözü dolup gelen.
Vatanın özlemi için, içelim gibi solup gelen.
Ertuğrul sonra büyük, Türk’ün olup gelen,
Osman Gazi, Orhan Gazi, yiğitlik hünerim benim.
Osmanlı’yı koruyarak, Turanim kocam benim.

Yıldırımlar torpağmda, siyah bulut gibi çakıyor.
Kederi, qüssəsi kalbin, süzülüp gözünden akıyor.
Tarih kendisi yigitliğe, bugün hayran hayran bakıyor.
Osman Gazi, Orhan Gazi, yiğitlik hünerim benim.
Osmanlı’yı koruyarak, Turanim kocam benim.

Meydanlarda zafer için, yağıyla yüz yüze gelen.
Yeni yeni sefer için, yağıyla yüz yüze gelen,
Ordu-ordu sabah için, yağıyla yüz yüze gelen.
Osman Gazi, Orhan Gazi, yiğitlik hünerim benim.
Osmanlı’yı koruyarak, Turanim kocam benim.

Dağlar gibi, taşlar gibi, titrəməyəndə əsməyən.
Kapanan Eski peymanı, tarih boyunca kesmeyen.
Tarihin denemesinden da, yiğitler gibi küsməyən.
Osman Gazi, Orhan Gazi, yiğitlik hünerim benim.
Osmanlı’yı koruyarak, Turanim kocam benim.

***

Osman Gazi, Orhan Gazi,-Türk’ün hünərlik destanı.
Osmanlı’dan başlar bak, Türk’ün hünərlik destanı.
Osman Gazi, Orhan Gazi, yiğitlik hünerim benim.
Osmanlı’yı koruyarak, Turanim kocam benim.
Meydanlarda savaş oldu, yağılarla görüşme oldu.
Zaferlerden ilham alıp, tarih kendisi hayran kalıp.
Türklərimi her anıp,-Türk’ün hünerlik destanı.
Candan cana hopub gelip, tufan olup, kopup gelip.
Yaradan’ı bulup gelip,-Türk’ün hünerlik destanı.
Yine ruhum, canım oldu, zaman zamanla anım oldu.
Pıhtılaşan kanım oldu,-Türk’ün hünerlik destanı.

***

Ömrü boyu arşa ulaşan, feryadımla ahım benim,
Osmanlı’da Türk’ün oğlu, Ertoğrulum şahım benim.

Osmanlı’yı düşününce, gözün yaşına dönüyorum.
Erenlikde erler gibi, yurdun taşınabilir dönüyorum.
Kah güzelin hünerine, kah kaşına dönüyorum.
Ömrü boyu arşa ulaşan, feryadımla ahım benim,
Osmanlı’da Türk’ün oğlu, Ertoğrulum şahım benim.

Haray içsem, harayıma, dağlar kendisi kaçıp gider.
Osman Gazi Türkiye’den, mezarını açıp gelir.
Güneş kendisi şəfəqinlə, aydınlığa dönüp saçıp gelir.
Ömrü boyu arşa ulaşan, feryadımla ahım benim,
Osmanlı’da Türk’ün oğlu, Ertoğrulum şahım benim.

Tarih kendisi hünərinə, ömrü boyunca şahit oldu.
Osmanlı’da, Türkiye’de, toprak gibi birim olup.
Şer yürürlüğe dersler geçen, tarih boyunca zahid olup.
Ömrü boyu arşa ulaşan, feryadımla ahım benim,
Osmanlı’da Türk’ün oğlu, Ertoğrulum şahım benim.

Erenlikdə erler gibi, canım kadar aziz oldun!
Toprağına bağlılıkta, kanım kadar aziz oldun!
Hasret çeken, feryat çeken, anma kadar aziz oldun!
Ömrü boyu arşa ulaşan, feryadımla ahım benim,
Osmanlı’da Türk’ün oğlu, Ertoğrulum şahım benim.

Meydanlarda zaferler, yurdum için zafer oldu.
Mezarına baş çekmemek, benim için kader oldu.
Allah’a şükür, yağının, umutları heder oldu.
Ömrü boyu arşa ulaşan, feryadımla ahım benim,
Osmanlı’da Türk’ün oğlu, Ertoğrulum şahım benim.

***

Adına destan qoşdumsa, göz yaşına dönmeyimmi?!
“Türkler var” diye coşdumsa, göz yaşına dönmeyimmi?!
Yunus gibi süzüldümse, destan olup düzüldümse,
Dudak gibi büzüldümse, göz yaşına dönmeyimmi?!
Seni görünce ağladımsa, Allah bel bağladımsa,
Fırat gibi çağladımsa, göz yaşına dönmeyimmi?
Kanını kanım bildimse, canını canım bildimse,
Ruhunu anm bildimse, göz yaşına dönmeyimmi?
Gözüm nuru “Kur’an” dısa, Türkçülüyüm Turandısa,
Vilayetim Arandısa, göz yaşına dönmeyimmi?

Sərh yazmaq